Aşk Şiirleri

Sevgili sızım.
Ne yaptığımı merak ediyorsan anlatayım..
Her gün gecenin 4’ünde kalkıp, evimin penceresini tam gardsız bir boksör gibi döven yağmurun gölgesinde kalıyorum. Elime kalem alıp saatlerce seni yazıp, sonra bunları sana ezberletmek için uykuya dalıyorum. Sen utanmadan uykularımın en dipsiz kuyularında çoktan uyumuş oluyorsun, umursamaz bir papatya gibi kokunu sarı saçlarının tuhaflığında tutuyorsun. Unutulmayacak bir anıyı beklemek bu kadar zor olmasa gerek, tuhaf çok tuhaf bir şeyler tutuyorum avuç içimde halen, senin için biriktirdiğim tuhaflıklar. Senin için biriktirdiğim yalnızlıklar, her akşam sabahın yeni doğduğu bir günde avuç içimi gecenin koynunda unutuyorum.
Unuttukça hatırlıyorum, kimseden bir farkın yoktu belki de…
Sol tarafıma doğru yatıyorum artık, seni kalbimde ezmedikçe, uyku gelmiyor gözlerime, uyumak isterdim birazcık ölmeden önce, göz bebeklerinde.İnsan işte ne kadar çok seversen o kadar uzağa gidiyor,sen çok sevdiklerini, çok sevme, gitmesinler…İşin garibi herkes uzaklarda en yakın olmak istediğine..
Oturup şurada; sana oradan buradan uydurulan üç beş kelime çıkarıp, buzdolabında sakladığım üç beş harfi ısıtıp yüzyılın şiirini yazabilirdim. Gözlerinin hançeresinden düşen çok güzel bir şiirden bir beethoven’i utandıracak, bach’ı mezarından kaldıracak bir opera düeti besteleyebilirdim sonra da. Ama ben daha kolayını buldum, öylece oturdum gidişini izledim.Yadırgayabilirsin beni, eleştirebilir ya da utanabilirsin benden. Ölünce arkamdan ağlamış olma fikri hoşuma gitmiyor değil, ama ağlamasan da olur. Aslında gidişini boş gözlerle izlemek daha iyi bir fikir. Keza bu kadar kolay gidene dolu gözlerle bakmak bile gökyüzünü ağlatabilir. Buna hiç gerek yok, yağmuru özlemedim..
ÜTOPYA’DA AŞK-