Aşk Şiirleri

Yine hüzün düşüyor dallardan
Yaprak yaprak
Rüzgar acımasız esiyor
Kurumuş yaprakları önüne katıp
Bir bayrak dalgalanıyor boynu bükük
Törensiz geçen bir 30 ağustosta
İçim acıyor savunamadığımız değerlerimize
Bir bir yok ediliyor intikam çığlıklarıyla
Neyin intikamı bu sonbahar

Bir masa üstünde ters çevrilip konmuş
İki sandalye misali
Unutulmuşluğun acısı içimde
Aklımda sen
Geçmiş canlanıyor gözümde
Fonda "Ramona"çalıyor benden de acılı
"Summertime"şarkısında
Kemanlar ağlıyor biten bir yaza
Yarıda kalan aşklara ağlıyor
Bir soprano çığlık çığlığa
Gerçekleşmeyen umutlara ağlıyor
"Autumn Leaves" sarkısını söyleyerek
Hak etmediğin şarkılardasın sonbahar

Her gece bir evde eksilen bir ışığa
Işıkla birlikte kaybolan sevdiklerimize
Adıyoruz akşam sohbetlerimizi artık
"Seneye görüşmek üzere" derken
Gözlerde biriken gözyaşları
Bırakıyeriyor kendini boşluğa ip ip
Bundan sonra akşam gezileri
Daha serin olacak biliyorum
Daha az kişi izleyecek
Bozcaada üzerinden batan güneşi
Günbatımları daha bir hüzün dolu olacak
Gidenlerin ardından
Günbatımı fotoğrafı çekenler olmayacak artık
Sonbahar yaprakları takılacak deklanşörlere

Şehre dönen sevgililerin peşinden
"Bu yaz aşkı değil inan"diyen
Bir genç kızın gözyaşları
Otobüse binen sevdiğinin omuzunu ıslatacak
Ardından el sallarken
"Gider gitmez beni ara" diyecek ağlamaklı
"Beni merakta bırakma,indiğini bileyim"
Diyecek hüzün dolu bir sesle
Sonraki gün kumsalda
Adını yazacak kumlara sevdiğinin
Kumsala vurup yazıyı silen
Denize öfkelenecek
Tekmeleyecek dalgaları isyan ederek
Sonra diz çöküp kumsala
Bir kez daha yazacak sevdiğinin adını kumlara
Alpay'ın "Eylül de gel"şarkısı dudaklarında acılı
Artık ne diyeyim sana artık
Düş yakamdan sonbahar
Düş artık

"Ah sonbahar" sana ne demeli bilemem ki
Bitmez mi senin yaşamla acımasız savaşın
Yaprakları kurutur da dökersin
Savurursun onları oradan oraya
Bir köşede birbirine sokulup senden saklanmalarını
Vahşi bir keyifle izlersin
Rüzgarında kahkahalar atıp gülersin
İğde ağaçlarının dallarına bağlanmış
Dilek bezlerini koparırsın kin dolu
Sevenlerin umutlarını önüne katıp
Dik falezlerinden atarsın Antalya'nın
Kalplerde ayrılık rüzgarları estirirsin sonbahar

"Tüm şarkıları senin için tuttum"
Diyen bir kadının duygularını soldurursun
Kuğu gölü balesini Sezen'in kaybolan yıllarımla
Birlikte harmanlayıp dinletirsin kafelerinde
Rakının kokusunda sarhoş edersin
O güne kadar ağzına içki koymayan bir adamı
Kuzey Ege de çekilen bir "aaahhh"ı
Tüm Marmara'ya dalga dalga yayarsın sonbahar

Pansiyon sahipleri
Son misafirlerini uğurlarken kapıda
Gidenin içi ezik kalanın içi yaralı
"Seneye de bekliyoruz"dilekleri bir tarafta
"Mutlaka geleceğiz söz" diyenler diğer tarafta
Kopuyor birleşen eller sonunda
Kaldırım restorantlarında oturanlar yok gibi
Rakının kokusu sarhoş edemeyecek artık
Bozcaada gecelerini
Bozcaada'ya giden feribotlar tenha olacak artık
Dönenlerse tıklım tıklım dopdolu
Şimdi dönüş zamanı biliyorum
Sebebi sensin onu da biliyorum
Ne diyeyim "hainsin sen sonbahar "

Günbatımlarında yakmalıyım seni acımasız
Bağ bozumlarında
Bağrımı açıp sana karşı durmalıyım.
Rüzgarını saçlarından yakalayıp
Savurmalıyım kalesinden Bozcaada'nın
Başka denizlere git artık
Her sene canımı yakmaktan bıkmadın mı
Bıkmadın mı yaz aşklarını kumlara gömmekten.
Yağmurlarında timsah gözyaşları dökerek
Masumu oynamaktan bıkmadın mı sonbahar

Alıp başını gidemezmisin bir kez olsun
Bu diyardan
Ağustos'u rahat bırakamazmısın
Deniziyle güneşiyle kumuyla
Şezlonguyla şemsiyesiyle
Yaz aşklarını rahat bırakamazmısın
Birkaç gün daha denizlerinde
Bencilliği bırak artık sonbahar
Rötar yapsan ne olur bu kez
Sende aşık olmayı deneyemezmisin
Haziranın Temmuzun Ağustosun sıcağında
Yaz'a olan sana da olsun
Aşkolsun....
Sana da aşkolsun sonbahar

Yekta HIDIR