‘Küllerinden doğan bir yitikliğin
penceresinden seslendim hayata…’
Duy beni
sesim kulağında döşek
keçi toynağı aklının mavzerlerinde
büyüyen gül pembeli yüzüm
hayat firari bahçelerin sazlığı
ben çeltik kokularına ilerliyorum
umutların mavi skalasında
ve şarkıların resimlendiği yerde
nakkaşı oluyorum elem çiçeklerinin
tasvirsiz
aşkımı alıp koynuna
ne olur kervanına katılma şeytanın
sevmek en asil duygusudur
durduğumuz yerde bile büyüyen
metrekareye düşen acı ne ise
o kadar
aşk oluyor
aşk diye bilinen!
yalnızca duy beni
sesim düşüyor
aşkın penceresinden…
Nevzat KONŞER