hiç birbirimizin değildik
hiç yakın olamadık değil mi
her şeyimiz hiçbir şeydi
hep yanımdaki ayrılığımdın
belki de ondan alışığım
hep çokça gidişlerin
azca kalışların vardı
susuşların içinden geçen yılgın bir
aşkhiç dedikodusu yapılamayan tarafımızdan
bir o kadar mağrur
bir o kadar kırılgan
iki savruk hayattık
zamanın içinden geçen
derken
takılıverdim ayağına
üşümüş bir kentin ortasında
üşümüş iki yürek
öyle kandırdı bizi
sanki hayatı biçecek
yok be gülüm
beceremedik
ne biçebildik
ne de içtik
tümden kendimizi yitirdik
biz ki bir nehrin
iki azgın kolu
sular uyudu
düşman uyudu
biz uyumadık
güç bela yakaladık ama
nasıl da hoyratça harcadık
şimdilerde üstümüze olmayan
çok beden bol bir elbise
aşk dar gelmez adama
giymesini bilince
bolluğu bizim çelimsizliğimizden
aşkın da yok ki bir klavuzu
sen dilince anlattın
ben gönlümce algıladım
kah harcadım
kah harcandım
ve silkelendim adamım
her zaman yaptığım gibi
harcanmışlıklara yeni düş
öfkelere bir gülüş
görünce gülüşleri üşümüş
haytalık bulaştı yine üstüme
bu ayrılığa sen de gül diye
yazdım çizdim işte delice
tüm deliliklerini giyin üstüne
ne duruyorsun haydi gülsene
bana hiç göstermediğin yüzünle…
sahi…aklıma takıldı..
benim görmediğin yüzüm kaldı mı...
Sevgi kaya
“
aşk kanun hükmünde bir kararnamedir artık…kullanım klavuzu olmadan yaşanmaması gereken…ve yaşayanların adı anılmakta bundan sonra …soytarı sıfatıyla…”
Yazarın Notu:hani zamanlarımız vardır...öfkelerimiz sığmaz hiç bir yere...işte o zaman dindirerek hepsini bir küfürle...
dersin ki "gülümse..soytarılığına gülümse..."
tüm aşık yüreklerden özür dileyerek kendi soytarılığıma katıldığım ve harcanmışlıklara çelme attığım bir vakitti...
şiir adına da özür dilemeliyim..şiir sıfatında sizinle paylaşıma durduğum için...
saygılar...