Evet
aşkın bir
aşktı aradığım
Buldum...
Ta yaratılışın köklerine indim,
Etrafta hiçbirşey yok sade ruhlar
Bir Allah.
Ben Sizin Rabbiniz değil miyim?
Evet dedik hep bir ağızdan;
Bir anda kayboldu,
Saf saf duran, insan, cin, melek
Bir şeytan yoktu
Bir şeytan...
Uyandım...
Kocaman ellerindeyim annemin,
Koca bir yürek gibi elleriyle sardı
Derinden bir sevgiydi.
Dedim ki İşte bu:
Yaratan şefkatinden bir damla,
Nasıl yansıyor,
Nur annemin yüzünde,
Ta ilk günden kök salmış
Kalbime ağır ağır damlıyor.
Kol kanat gerdi babam
Düştüm, koştum,
Geceler günler geçerken
Oyun içinde ben
Hem kendime
Hem yaratan Rabbimi
Bilmeye yürüdüm, koştum.
Çok sevdim, yavrum çok
Annem babamdı sevgilerim ilk otağım
Kazdıkça sevgi madenini,
Sayısız altın, gümüş, yakut
Gönül dağına,
Bitmez sevgiler vermiş Yaratan
Çöz, ara ki;
En güzel sevgileri içindesin.
Evet bunca sevgi
İçinde başım döndü
Bir gün dedim şu en güzeli,
Bir yıldız peşine düştüm.
Baktım ay daha güzel,
Bıraktım yıldızları
Seyrettim o güzel ay ışığının
Suya vuran sevgiden yakamozları...
Çok sürmedi yavrum
Bilirsin Hz İbrahim'i
Nasıl görmüştü gerçeği
İşte diyordu güneş hepsinden büyük ama
Bir zaman sonra O da batacak nasıl olsa.
Anladım sonunda,
Eğer tutmasaydı elimden,
Yaratan akıl, vicdan tertemiz fıtrat veren
Sevgilerimi heder edecektim.
Bir mahluk olan
Onca yaratılan içinde
En şerefli iken ölüm, yok oluş
Daha doğumunda yazılanlara gönül verecektim.
İşte sevdim,
Ölümsüz olanı sevdim
Ben Asiyeyim,
Firavunların servetini, ihtişamını terk ettim
Hz Musa misali yürüdüm,
Kutsal bir sevgi üzerindeyim...
Hz Meryem olan benim;
Adadım bu gönlü, yaşamı
Cennet karşılığında,
Neyim varsa ki;
Hiçbir şeyim,
Elhamdülillah anladım, inandım
En büyük nimet hidayet
Hangi dünyevi
aşk tatmin eder ki Seni
Sen sakın Züleyha olma
Yusuf'un cismine aşık
Öyle bir er ki:
Zindana atığın
aşkın şehvetlerin olsun
O zaman,
Rabbim Allah diyen en güzel kulsun.
(Eylül 2010 İstanbul)