Zamanın çığlıkları, çoğalıyor hep yine
Öksüz kaldı heceler, yetim kaldı geceler
Hicranın alevleri, tutuşuyor her sene
Çözülmez bilmeceler, hatırlanmaz önceler
Dermanlar büzülüyor, sancılar süzülüyor
Neylerin taksiminden, ilham almaz mâhirler
Her an kasvete doğru, koşup durur şehirler
Yârenlerim örmüyor ufuklar ötesini
Sarhoş yapmışlar salı, hâra kürek çekerler
Yangına döndürdüler, bayramın ertesini
Gerçeği bile bile, kanlı yaşlar dökerler
Gönlümün köşesine, karanlık diziliyor
Sakilerim şaşırmış, ikram etti zehirler
Fasılları başlatıp, içirmez hiç iksirler
Mor menekşelerimi, poyrazlar kırar bugün
Hadiseler çoğalıp, kalbime loşluk katar
Bekleyen hislerime, yapılmıyor nur düğün
Günüm güneş yerine, karanlıkları çatar
Her geçen gün yolumda, bir sevda çiziliyor
Umuda nazar değip, kanla doldu nehirler
Mâbedim yetim kaldı, arşa çıkmaz zikirler
Pervâne'nin bağrında, tüttü ağıt kuşları
Aşk musallaya geldi, kılınıyor namazı
Güzlerin hoyratlığı, öldürüyor kışları
Avizem mahzun durur, başlatmıyor niyazı
Bu hazin manzaraya, yüreğim büzülüyor
Esen rüzgârlarıma bulaşıyor hep kirler
Şu ağlayan asrımda, uyanmıyor fikirler