Aşk Şiirleri

Aşk'a dair bir şeyler

Kanadının rüzgârı bir ateş ki İlahi,
Tutunsam da yanmışım tutmasam da Vallahi.

Önünü de görseydi tamam kanadı var da,
Sade bir çentik kaldı çarptığı her duvarda.

Bir çift beyaz kanatmış ve görmeyen iki göz,
Ya kanadın al ya Rab ya da gözlerini çöz.

Bir isim bulan var mı bu sonsuz keşmekeşe.
Nura benziyor ama daha yakın ateşe.

Bir nesnemi, kurgumu, bir büyümü, sihir mi?
Bin bir çiçekten bal mı, yoksa keskin zehir mi?

Ondan başka her şey boş dağlar, uçurumlar düz,
Tüm ufuklar birleşik ve tüm zamanlar gündüz.

Goncalar açıverir çakırdikenlerinde.
Koklayanın işi zor basıp gidenlerinde.

Bir coşkun suskunluk ki yüreklere sığmayan.
Ve tepende bir güneş var ama hiç doğmayan.

Küçük gelen bir dünya, doyulmayan aczi yet,
Ne vaz geçmesi mümkün nede tam hakimiyet.

Aklın bittiği yerde en belirgin emare.
Kuyu tersine döner oluverir minare.

Hangi tarafa dönsen ister düş, ister atla.
Koşuver bir boşluğa ölmez hırs ve sebatla.

Sarhoşluk hafif kalır onun sarhoşluğunda,
Alnın duvara çarpar boşluğun boşluğunda.

Ne dönecek cesaret ne varmaya menzil var.
Duvarlar çıkıverir yıkıldıkça her duvar.

Süt köpüğü duygular çarptıkça mermer taşa,
En derin faturalar kesilir baht’sız başa.

İçinden çıkması zor, muhasebesi tuhaf,
Mesele gönül ise muhakemeden muaf.

Ömür yarıyı geçti, kırk’ı aştı devirdi,
Hangi taraftan baksan zarar bire kırk verdi.

Gönlüm kârda gezse de, ömrüm zararda ya RAB.
Şen geçtiyse bir yılım, kırk yılım oldu harab.

Not:
Onunla yaşamalı onsuzluğunda onu,
Sevda sevda ola ki, sonsuzluk ola sonu.

Şefik Tiryaki