aşk algımı tümleyen kadim tebessümler,sessiz bir cümleye sarınmış
dağarcığın kapısında bekliyor..
menekşesi beyaz açan düşümü/hedef almış kurşun kalem
nüshaları yazgı yazgı karalıyor..
lâl hecesi mimlerin kırılıyor kilitleri..
hüzünlere gizlenen bahar'a dönmüş eskimeyen gözleri
aklı serin toprağa akıyor buruk tadı gülüşleri..
çatlıyor tomurcuğun güz sarısı filizleri
belirgindi dalsız çiçeğinde siteminin izleri
çökmüş yolun başına yırtılmış hançeresi
susamış sevgiye kanıyormuş hasreti
sönmüş bahar güneşi silinmiş tüm renkleri
acı batmış al'ına kalbindeymiş makberi
o gündür
hep ağlıyormuş
aşk..
içe gömmüş mısraları
geceye ısmarladım sırrı
incitecek belki fikrimi detayları
aşk soluyacak gönlün tıkanmış damarları
onaracak yine
aşk..
öz benliğe bühtan hasarları..
gerçekliğin ruhuna bağlanmış imgeleri söküyor ilhâm,
aşk'a çıkmak istiyor dünüme sarılmış merdivenler..
gökyüzü; dalgasız
koyu lacivert bir derya..
salınıyorum fenersiz,
kayık bir sevdanın g/özsuyu ile dolu livarına..
özlemin saçları misina,
takılıyor gecenin solungaçına..
unutmaya çırpınan sözlerim
kaçıyor naçarın boğazına..
varamadan
şiirin sonsuzluğuna,
boğuluyor
aşkg/özden kaybolan
yıldızlarla...